Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşcı, ATV'de yayınlanan "Müge Anlı ile Tatlı Sert" programında kadına yönelik şiddetin övüldüğü iddiasıyla RTÜK'e başvurarak yaptırım uygulanmasını talep etti. İlhan Taşcı, programın 23 Kasım 2023 tarihli bölümünde Müge Anlı'nın bir cinayetle ilgili yaptığı yorumları gerekçe gösterdi.
MÜGE ANLI HAKKINDA ŞİKAYET
Taşcı'nın RTÜK Başkanlığı'na sunduğu şikayet dilekçesinde, Müge Anlı'nın cinayetle ilgili yaptığı telefon görüşmesinde kadına yönelik şiddeti övücü ifadeler kullandığı iddia edildi. Programın açıkça şiddete özendirme içerdiği belirtilerek, bu tür ifadelerin çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etki bırakabileceği vurgulandı.
Dilekçede ayrıca, RTÜK'ün toplumsal bir sorumluluğu olduğu ve bu tür yayınların görmezden gelinmemesi gerektiği ifade edildi. Programın yayın ilkelerine aykırı olduğu belirtilerek, RTÜK'ün bu konuda gerekli yaptırımları uygulaması talep edildi.
RTÜK Başkanlığı'na sunulan dilekçede, İlhan Taşcı'nın konuyu Üst Kurul toplantısında gündeme alınmasını ve değerlendirilerek raporlaştırılmasını istediği ifade edildi.
Taşcı'nın sunduğu dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“ATV logolu yayın kuruluşunda sunuculuğunu Müge Anlı’nın yaptığı, ‘Müge Anlı ile Tatlı Sert’ isimli program faili meçhul cinayetler ve kayıp dosyalar gibi farklı temalarla hafta içi her gün Saat:10.00’da ekrana getirilmektedir. 23 Kasım 2023 Perşembe günü yayınlanan programda, sunucu Müge Anlı, Denizli’de yaşanan bir cinayet ile ilgili yorumlar yapmakta, konu ile bağlantılı olan bir şahsı da telefon bağlantısı aracılığıyla stüdyoya dâhil etmektedir. Telefon görüşmesi sırasında karşılıklı iletişim kurduğu kişiye; (10:25:45) ‘Bunu yayında söylemek belki doğru değil ama ben içimden geçeni, doğruyu söyleyeyim: Ben o kadını öldürmek için zaman kollarım be! Yani sol yanım dediğim adam eve başka bir kadın getirecek. Bana nikâh kıymamış, üç çocuğuma rağmen; gidecek o 2 çocuklu kadına nikâh kıyacak, benim evime getirecek. 'Hatice’m Hatice’m' diyecek. Ben onu öldürürüm bir şekilde. Yani 'Ben öyle bir kadın mıyım, böyle bir kadın mıyım?' diyorsun da, bunun kadınlıkla alakası yok. Ben sana ilk içimden geçeni söylüyorum’ şeklinde söylemlerde bulunmuştur.
Bahsi geçen yayın ‘gündüz kuşağı’ programları olarak anılmakta ve hafta içi her gün Saat:10.00’da ekrana getirilmektedir. Sunucu Müge Anlı’nın yukarıda aktarılan sözleri açıkça, böyle bir durumla karşılaşıldığında öldürmenin haklı bir eylem olacağını yansıtmakta ve açıkça şiddete özendirmektedir. Suça teşvik içeren ve suç işlemeyi meşru hale getiren bu sözler, sunucu tarafından tam bir özgüven içerisinde söylenmiş ve bu söylemlerini meşrulaştırmaya çalışan ifadelerle de desteklenmiştir.
Bahsi geçen yayından bir gün sonra 24.11.2023 tarihinde sunucu Müge Anlı, gelen tepkilere cevap olarak (12:09:48) ‘Şimdi burada yine tekrarlıyorum. Yine ne diyorsam aynı şeyi söylüyorum. Kafamı da kessen aynı şeyi söylerim. Şimdi bakın bu bir sohbet programı değil. Burada şimdi birisi karşıma gelip de Müge senin üzerine kuma getirilse ne yaparsın dese 'Niye getirilsin ki kardeşim, benim öyle bir yaşam tarzım yok derim' şeklinde yorumlarına devam etmekte ve söylemlerini destekleyici ifadeleri kullanmaya, öldürme eylemini haklı gerekçelere dayandırdıktan sonra gururlu bir eylem olarak düşünülmesine dair bir tavır yansıtmıştır.
Bir kadının hangi gerekçelerle ve hangi duygularla diğer kadını öldürmeye yeltenebileceğine ve haklı gerekçelere dayandırmaya çalışabileceğine dair söylemler içeren bu ifadelerin; çocukların ve gençlerin ekran başında olabileceği saatlerde yayınlanmış ifadeler olmasıyla birlikte çocukların ve gençlerin ahlaki gelişimlerine zarar verebilecek nitelikte olduğu da düşünülmektedir.
Ülkemizde neredeyse her gün kadın şiddetinin ve cinayetinin yaşandığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda bir televizyon kanalının canlı yayınında, ‘kadına şiddet’ çağrısı ve övgüsünün toplumda yaratacağı etki görmezden gelinemez. Özellikle televizyonların kadın cinayeti ve şiddetine karşı daha temkinli bir dil kullanması beklenirken sunucunun ifadelerinin açıkça yasada belirtilen yayın ilkelerine aykırılığı tartışmasızdır. Ayrıca televizyon yayınlarının insanların davranışları üzerindeki etkileri de dikkate alındığında şiddete karşı çıkması gerekenlerin şiddete methiyeler düzmesi ve bunu da meşrulaştırmasına Radyo ve Televizyon Üst Kurulu gözlerini ve kulağını kapatamaz. Bu Anayasal bir Üst Kurul olan RTÜK’ün hem öncelikli görevi, hem de kadın, çocuk ayırt etmeksizin 84 milyon yurttaşa karşı toplumsal bir sorumluluğudur. RTÜK’ün bu toplumsal sorumluluktan kaçması düşünülemez. Bu yayın içeriğinin Üst Kurulda değerlendirilmemesi, görmezden gelinmesi önümüzdeki süreçte benzer yayınlar için de cesaret verici olacaktır.
RTÜK’ün özel yasası da tüm bu ifadeleri yayın ihlali ve ‘suç’ olarak düzenlemektedir.
Programcının sözlerine bir bütün olarak bakıldığında ve ertesi günkü programda da suçu meşru, suçluyu haklı gösteren, suça teşvik eden ifadelerindeki ısrarcı tutumu Üst Kurulun ilgili uzmanları tarafından 6112 Sayılı Kanunun 8/1/g fıkrasındaki yayınları ‘suç işlemeyi’ öğretici nitelikte olamayacağı, (ş) bendindeki 2şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamayacağı’ ayrıca 8. maddenin 2. fıkrasındaki ‘çocuk ve gençlerin ahlaki gelişimine zarar verebilecek türden içerik taşıyan programların’ yayınlanamayacağı ilkeleri ışığında ivedilikle değerlendirilerek raporlaştırılması ve ilk Üst Kurul toplantısında gündeme alınmasını arz ederim