13 Bin Sürücüye ‘deprem Ve Sel Felaketleri Sonrası Acil Durum’ Eğitimi Veriliyor

Her gün yaklaşık 300 bin kişiye taşıma hizmeti veren Altur Turizm, 2017'de kurduğu "Altur Akademi" ile bünyesinde çalışan sürücülere çeşitli eğitimler vermeye aralıksız devam ediyor.

13 Bin Sürücüye ‘deprem Ve Sel Felaketleri Sonrası Acil Durum’ Eğitimi Veriliyor

13 bin sürücü deprem ve sel felaketine karşı bilinçlendiriliyor

Her gün yaklaşık 300 bin kişiye taşıma hizmeti veren Altur Turizm, 2017'de kurduğu "Altur Akademi" ile bünyesinde çalışan sürücülere çeşitli eğitimler vermeye aralıksız devam ediyor. Sürücülerine düzenli şekilde verdikleri "Deprem ve Sel Felaketleri Sonrası Acil Durum eğitimini" özellikle Türkiye'de yaşanan deprem ve sel felaketleri sonrası daha sık aralıklarla vermeye başladıklarını belirten Altur Akademi Müdürü Ahmet Taştekne, "Hem kendi hem de yolcularının can güvenliğini koruyabilmesi amacıyla 13 bin sürücümüze bu eğitimi veriyoruz. Teorik eğitim sonrası gerçekleştirdiğimiz tatbikatlarla sürücülerimizin bilgilerini canlı tutmaya çalışıyoruz" dedi.

1976 yılında kurulan ve 2023 yılı itibari ile Türkiye genelinde her gün 300 bine yakın kişiyi taşıyan Altur Turizm, sürücülerine İş Sağlığı ve Güvenliği, İlk Yardım, Yangınla Mücadele, İletişim eğitimlerini düzenli olarak veriyor. 2017 yılında şirketin bünyesinde, TOSFED (Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu ) onaylı kurulan Altur Akademi ile verilen "Güvenli Sürüş, Yorgunlukla Mücadele, Gece Sürüşü" eğitimleri ile ise sürücülerin farkındalığının artırılması amaçlanıyor. Özellikle Türkiye'de yaşanan Kahramanmaraş merkezli büyük deprem ve Şanlıurfa'daki sel felaketi sonrası verdikleri eğitimleri daha da sıklaştırdıklarını belirten Altur Akademi Müdürü Ahmet Taştekne, "Deprem ve sel felaketleri sonrası acil durum eğitimlerimizi sıklaştırdık. Düzenli olarak verdiğimiz güvenli sürüş eğitimlerimizin içinde, deprem ve sel felaketleri sonrası acil durum eğitimlerimizi de veriyoruz. Haftada 5 gün olmak üzere 100 farklı sürücümüz düzenli olarak bu eğitimi alıyor" açıklamasını yaptı.

"AFETE ARAÇTA YAKALANIRSANIZ SOĞUKKANLILIĞINIZI KORUYUN"

Herhangi bir afet esnasında yapılması gerekenleri açıklayan Ahmet Taştekne, her şeyden önce soğukkanlılığın korunması gerektiğini söyledi. Afetlerden nasıl korunacağını anlatan Taştekne, deprem ve sel gibi afetlere araç içinde yakalanma olasılığına karşı yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı:

"Afetlerde; çevresel riskleri erken ve doğru belirlemek, alınacak önlemlere soğukkanlı bir şekilde karar vermek ve uygulamak çok önemlidir. Panik ve telaşla alınacak kararlar bizi hataya sürükleyebilir. Panik halindeki uygulanan önlemler, alınan karar doğru olsa bile uygulamada hataya sürükleyebilir. Bu sebeple her şeyden önce soğukkanlı olmaya gayret etmeliyiz."

"DEPREM BÜYÜK DEĞİLSE SÜRÜCÜ HİSSEDEMEYEBİLİR"

Depremin büyüklüğü fazla değilse sürüş sırasında sürücünün durumu fark edemeyip aracının tümsek ya da çukurdan geçtiğini düşünebileceğini belirten Taştekne, "Bu durumda sürücünün çevredeki insanların hareketlerinden, ağaç, tabela ve direklerin sallantısından bir deprem olduğunu fark ettiğini görüyoruz. Depremin büyüklüğünün fazla olması durumunda ise sürücü hem aracının sarsıntısını hisseder hem de çevredeki nesnelerin ya da binaların aldığı hasarlar ve yıkımlar sebebi ile deprem yaşadığını anlayabilir. İşte bu durumda sürücünün soğukkanlı kalması çok büyük önem arz eder. Soğukkanlı kalabilirsek doğru karar verme ve bu kararı doğru uygulama şansımız artar" dedi.

"ARACINIZI GÜVENLİ BİR YERE PARK EDİN"

Taştekne, araç içinde seyir halinde deprem olduğu takdirde yapılması gerekenleri, "Çevrenizi gözlemleyin ve aracınızı köprü, tünel, alt-üst geçit, yüksek gerilim ve elektrik hatları, ağaç gibi üstünüze devrilebilecek tehlikelerin olduğu yerlerden mümkün olduğunca uzağa park edin. Şehir içindeyseniz bu her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda belirttiğimiz tehlikelerin en az olduğu yerlerde durmaya çalışın. Çevreyi gözlemlemek ve durumu değerlendirmek amacıyla bile olsa kesinlikle aracınızdan inmeyin. El freninizi çekip aracınızı sabitleyin, elleriniz ve kollarınızla başınızı koruyun. Dışardan gelebilecek olası elektrik kaçaklarına karşı araç içindeki metal parçalara dokunmayın. Bu şekilde depremin bitmesini bekleyin. Emniyet kemerinizi kesinlikle çıkartmayın. Çünkü deprem dışında başka bir aracın çarpması, çarpan araç ya da başka bir nesnenin aracınızı savurması veya devirmesi durumunda araç içinde savrularak darbe alınmasını engelleyebilecek tek güvenlik ekipmanı emniyet kemeridir. Bu nedenle yolcularınız arasında kemer takmayan varsa onların da emniyet kemerlerini takmaları için uyarın" şeklinde açıkladı.

DEPREME KAPALI ALANDA YAKALANILIRSA...

Taştekne, "Eğer bu kapalı alan bir tünel ise ve çıkışa yakınsanız çıkmaya çalışın. Fakat yakın değilseniz derhal aracınızı uygun yere park edip diğer araçların durduğundan da emin olduktan sonra yine aracın yanına yan yatarak çök-kapan-tutun pozisyonunda depremin bitmesini bekleyin. Unutmayın ki telaşla ve endişe içinde alınacak tüm karar ve uygulamalar güvenliğinizi tehlikeye sokabilir. Kendinizin ve yolcularınızın güvenliği için sakin kalmaya özen gösterin" dedi.

ÇÖK-KAPAN-TUTUN POZİSYONU

Taştekne, "çök-kapan-tutun" pozisyonunu ise şöyle açıkladı:

"Çök-kapan-tutun pozisyonu, diz üstü çöküp, bacakları karna doğru çekilip baş ve boynun göğüs bölgesine doğru eğildikten sonra kollarla korumaya alınarak alınan pozisyondur. Bu pozisyon alındıktan sonra sarsıntıdan etkilenmeyecek bir yere tutunularak çök-kapan-tutun tamamlanır. Böylece hem hedef küçültmüş hem de olası bir yıkıntı halinde aracın yakınında yaşam üçgeni oluşturarak kendimizi korumaya almış oluruz. Tutunma ile de sarsıntının etkisiyle güvensiz bir noktaya yuvarlanıp yaşam üçgeni oluşturduğumuz alandan çıkmaktan kurtuluruz."

DEPREM SONRASI DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Deprem sonrasında hasar almış köprü, viyadük ve tünel gibi güzergahlar ve binalardan uzak durulması gerektiğinin altını çizen Taştekne sırasıyla şu uyarılarda bulundu:

"Çevrede yıkım, çökme devrilme gibi durumlar gerçekleşmişse kesinlikle sürüşe devam etmeyin. Gideceğiniz güzergahın trafiğe kapalı olmadığından emin olun. Aracınızdan ayrılarak yola devam etmek ve aracı güvenli bir alana, park alanı olmayan yol üzerinde bir yere bırakmak zorunda kalırsanız, aracın anahtarını üzerinde bırakın. Aracı, sizden sonra gelebilecek ambulans, itfaiye gibi kurtarma araçlarının geçişini engellemeyecek şekilde park ettiğinizden emin olun. Kendinizin ve yolcularınızın güvenliği için trafikten uzak, açık ve güvenli bir alana gidin. Alt ve üst geçitler, tünel giriş ve çıkışları, deniz kıyıları, enerji nakil hatları, ağaçlık yerler, yamaç altları, aydınlatma direkleri, ses yalıtım duvarları, yüksek binalar, duvar dipleri, büyük kamyon ve tankerlerin etrafı gibi yerlerin son derece tehlikeli olabileceğini unutmayın."

"SEL ALANINA GELİRSENİZ GÜZERGÂHINIZI DEĞİŞTİRİN"

Seyir esnasında sel felaketi yaşanan ve sular altında kalmış bir alana gelindiğinde selin etkilemediği bir güzergâhtan yola devam edilmesi gerektiğini kaydeden Taştekne, "Nehir kenarlarından ve su kanallarından uzakta bir yer bulmaya çalışın. Suyun yüksekliği lastik jant göbeğinin orta noktasına kadar çıkması aracınızın sürüklenmesine ve kontrolünüzden tamamen çıkmasına sebep olacaktır. Aracınız kapı fitillerinden su almaya başlayabilir. Egzozdan su girmesi sonucu araç stop ederse kesinlikle tekrar çalıştırmayın. Egzozun ilk çalıştırma anında suyu içine çekmesi motorunuza çok daha fazla zarar verebilir. Egzozundan su girmiş bir araç zaten çalışmayacaktır" açıklamasında bulundu.

"İLK YARDIM BİLMİYORSANIZ CİDDİ MÜDAHALELERDEN KAÇININ"

Son olarak ilk yardım konusuna değinen Taştekne, "Eğer ilk yardım biliyorsanız, afet durumlarında yaralılara ilk yardımda bulunmaktan çekinmeyin. Doğru yapılan ilk yardım hayat kurtarabilir. Ancak yanlış yapılan ilk yardım da yaralının hayatını tehlikeye atabilir. Bu nedenle ilk yardım bilmiyorsanız, profesyonel sağlık ekipleri gelene kadar ciddi müdahalelerde bulunmamanız daha isabetli olur. Böyle durumlarda yaralıyı sakinleştirmek, bilincinin kapanmaması için konuşturmaya çalışmak, açık yara varsa temiz bir bez ya da elbise parçasıyla tampon yaparak kanamayı durdurmaya çalışmak gibi basit müdahaleler yapılabilir" ifadelerini kullandı.

Taştekne, Türkiye'nin bir afet ülkesi olduğu gerçeğinden hareketle, herkesin mutlaka ilk yardım öğrenmesi gerektiğini hatırlatarak sözlerini noktaladı.