‘aym'nin Medeni Kanunda Yaptığı Değişiklik 'devrim' Niteliğinde’
ERZURUM Barosu avukatlarından Selçuk Yıldız, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı ile Türk Medeni Kanunu'nun 187'nci Maddesi'ndeki "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı...
ERZURUM Barosu avukatlarından Selçuk Yıldız, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı ile Türk Medeni Kanunu'nun 187'nci Maddesi'ndeki "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadının önünde, önceki soyadını da kullanabilir" hükmünün, eşitliğe aykırı bulunarak iptal edilmesinin devrim niteliğinde olduğunu söyledi. Sosyolog, eğitimci ve aynı zamanda Palandöken Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Işılay Çakır ise, "Bence bir kadın olarak güzel bir yasa. Eğer bir kadının evlenmeden önce bir mesleği varsa ve o mesleğiyle de soyadıyla tanınıyorsa birlikte kullanılmasında hiçbir sakınca yok, hatta bir gereklilik" diye konuştu.
Avukat Selçuk Yıldız, Türk Medeni Kanunu'nun tüm aile bireylerinin tek bir soyadı taşıyarak diğer ailelerden ayırt edilebilmesi ve ailevi bağın güçlü tutulması amacıyla ailenin kullandığı soyadında tek bir soyadı kullanılmasının nesillerin belirlenmesinde bir seçim hakkı tanınmadığını söyledi. Kanun koyucunun aile birliği ve bütünlüğünü korumak, aile bağlarını güçlendirmek gayesiyle toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı olarak, eşlerden birine öncelik tanıdığını ve seçimi erkeğin soyadından yana kullandığını vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu:
"Burada bir takdir yetkisi söz konusudur. Soyadı, nesillerin belirlenmesinde bu kadar önem arz etmesine rağmen özellikle evlenme ve boşanma durumunda Türk Medeni Kanunu uyarınca kadının soyadı değişmektedir. Aslında bu değişikliklerde kadına pek de seçim hakkı tanınmadığını görüyoruz. Mevcut durumda evlenen kadının ancak talep ettiği takdirde, evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuru ile önceki soyadını kocasının soyadından önce gelecek şekilde taşımaya devam edebilir. Boşanma durumunda ise hakim izniyle kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmaya devam edebilir. Bu noktada özellikle AİHM kararlarına baktığımızda kanun koyucunun yüklediği anlamdan daha farklı bir anlam yüklediğini görüyoruz. Soyadı, kadınları gerek mesleki yaşamında gerekse de sosyal ve kültürel yaşamında dış dünyada tanınmasını sağlayan bir fonksiyon üstlenmektedir.
'MEVCUT DURUMUN, CİNSİYET AYRIMCILIĞI YARATTIĞI DÜŞÜNÜLÜYOR'
743 sayılı yürürlükten kaldırılan Medeni Kanunu'nda, evin reisinin koca olduğu düşüncesinden hareketle aile fertlerinin kocanın soyadını taşıması ilkesinin benimsendiğini belirten Avukat Yıldız, "4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuza baktığımızda ise eşlerin evlilik birliğini beraberce ve ortaklaşa yürüttükleri sonucuna varıyoruz. Özü itibarıyla kadın-erkek eşitliğini sağlamaya çalışsa da pratikte bunun pek de karşılığının olmadığını görüyoruz. Çünkü aile birliğinin korunması fikrinin daha ağır bastığı sonucuna varıyoruz. Bu nedenle mevcut uygulamanın toplumsal cinsiyet ayrımcılığı yarattığı ve Anayasa'da belirlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru oy çokluğu ile kabul edildi. Zira Medeni Kanun soy isim açısından erkek bakımından tam bir koruma sağlarken, kadın bakımından bu korumayı sağlamamaktadır. Uygulama yürürlüğe girdikten sonra kadınlarda başka bir işleme gerek kalmaksızın kendi soy isimlerini kullanabilecekler. Bu da AYM'nin Medeni Kanun'da yaptığı değişiklik "devrim" niteliğindedir" dedi.
Yıldız, AYM kararının 9 ay sonra yürürlüğe gireceğini ve bu sürenin ardından dava açmaksızın evli kadınların yapacakları müracaatla sadece bekarlık soyadlarını alabileceklerini, ayrılan kadınların ise eskiden olduğu gibi hakim izniyle çocuklarının babalarının soy isimlerini taşıyabileceklerini söyledi.
'MESLEĞİ VE SOYADIYLA TANINIYORSA GEREKLİLİK'
Sosyolog, eğitimci ve aynı zamanda Palandöken Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Işılay Çakır, "Bence bir kadın olarak güzel bir yasa. Eğer bir kadının evlenmeden önce bir mesleği varsa ve o mesleğiyle de soyadıyla tanınıyorsa birlikte kullanılmasında hiçbir sakınca yok, hatta bir gereklilik. Fakat aile birliğinin devamı için, eğer bir bayan çalışmıyorsa kendi eşinin soyadıyla devam etmesi bence doğru olan nokta. Ben değiştirmeyi düşünmüyorum, çünkü beni herkes aynı soyadımla tanıyor. Tabi ki babamın soyadı benim için çok kıymetli, taşımaktan şeref, onur duyarım. Ama dediğim gibi eğer bir meslekte bu isimle tanınmamışsak eşimizin soyadıyla devam etmemiz benim için en doğru, en anlamlı olan kısım olur" ifadelerini kullandı.
'KADIN BİR SPORCU OLARAK ÇOK MUTLUYUM'
Milli sporcu Sıla Kara ise "Bir ülkede kadının spora katılma oranı o ülkedeki kadının genel statüsünün mutlaki anlamda bir yansımasıdır. Ben de yaşamış olduğum bu coğrafyanın bir yansımasıyım. Kadın kimliğimle bu süreçte yaşamış olduğum birçok zorlukla beraber, bugün spor kariyerimde bir yerlere gelip bir çok başarı kazandım. Sindirilmiş bir kadın kimliğini bugün toplumda yıkmak için kadın kimliği ile vermiş olduğumuz mücadeleyi halen daha sürdürürken "AYM nin almış olduğu kararla kadınlar artık evliyken kendi soyadını taşıyabilmesi" kadın kimliğinin hak ettiği yerlere geldiğinin ve geleceğinin bir göstergesidir. Kadın bir sporcu olarak tüm kadınlar adına çok mutlu olduğumu söylemek isterim" dedi.
'EŞİMİN SOYADINI TAŞIMAKTAN GURUR DUYDUM'
Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Zekiye Çomaklı ise Anadolu kadını olarak kendilerinin çok farklı sıkıntıları olduğunu söyledi. Çomaklı, "Soyadıyla uğraşmak bizim aklımıza en son gelebilecek bir şey. Demek ki bu sıkıntıyı yaşayan kadınlarımız varmış ki bu gündeme gelmiş. Anadolu kadını, Nene Hatunların Kara Fatmaların torunları 18-20 yaşında aynı yastığa baş koyduğu eşlerinin soyadını taşımaktan her zaman gurur duymuştur. Yeter ki o eşler edepli, haysiyetli, namuslu, toplumda yeri olan eşler olsun. Fakir olur, yoksul olur, zengin olur hiç önemli değil. O eş bizim başımızın tacıdır. Fakat belli bir yaştan sonra evlenen veya çok büyük bir mal varlığı olup da o varlığının evlendiği zaman elinden gideceğini belki hesap eden hanımlar tarafından böyle bir şey gündeme getirildiyse saygı duyarız. Ben şahsım böyle bir şeyi hiç düşünmedim. Koçak baba soyadım, Çomaklı olmaktan da 47 yıldır mutluyum" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI