'cenin Pozisyonu' Daha Çok Hayat Kurtarıyor

TÜRKİYE'den dört araştırmacı, "çök-kapan- tutun" tekniği ile "cenin pozisyonu'nu bilimsel olarak karşılaştırdı. Sonuçlar, Türkiye gibi binaların yıkılma riskinin yüksek olduğu ülkelerde, cenin pozisyonunun daha çok hayat kurtardığını...

'cenin Pozisyonu' Daha Çok Hayat Kurtarıyor

TÜRKİYE'den dört araştırmacı, "çök-kapan- tutun" tekniği ile "cenin pozisyonu'nu bilimsel olarak karşılaştırdı. Sonuçlar, Türkiye gibi binaların yıkılma riskinin yüksek olduğu ülkelerde, cenin pozisyonunun daha çok hayat kurtardığını ortaya koydu. Makale, geçen nisan ayında dünyanın en büyük afet kurumu World Association for Disaster and Emergency Medicine (WADEM) dergisinde de yayımlandı. Çalışmayı yürüten isimlerden Doç. Dr. Sarper Yılmaz, "Deprem sırasında "çök-kapan- tutun', bugün dünya bilim otoriteleri tarafından kabul edilen tek yöntem. Onlar, bunu çökmeyen binalar ile savunuyor. Dünyada, bu yöntemle yaşam üçgeninde fetüs pozisyonunu kıyaslayan ilk çalışmayı 4 Türk araştırmacı yaptık" dedi. Dr. Öğretim Üyesi Ferudun Çelikmen ise "1992'den beri yurt ve yurt dışında onlarca depremde görev aldım. 249 can, bizim ekiplerimizce cenin pozisyonunda kurtarıldı. "Çök -kapan-tutun'da binanın yıkılmasıyla en ölümcül darbe baş-omurga aksına geliyor. Oysaki deprem kurbanlarının çoğunu hemen önündeki boşlukta yan yatar cenin pozisyonunda kurtardık" diye konuştu.

6 Şubat depremleri sonrası aralarında afet tıbbı konusunda uzman isimlerin de bulunduğu Türkiye'den dört araştırmacı, dünyada ilk kez "çök- kapan -tutun" tekniği ile "cenin pozisyonunu " bilimsel olarak karşılaştırıldı. Acil Tıp Uzmanları Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Ferudun Çelikmen, Doç. Dr. Sarper Yılmaz, Uzm. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak ve Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Figen Ünal Çolak imzalı çalışmanın sonuçları, Türkiye gibi binaların yıkılma riskinin yüksek olduğu ülkelerde, cenin pozisyonunun daha çok hayat kurtardığını ortaya koydu. Makale, geçtiğimiz Nisan ayında dünyanın en büyük afet kurumu olan World Association for Disaster and Emergency Medicine (WADEM-Dünya Afet ve Acil Tıp Derneği) kurumunun dergisinde de yayınlandı. Cambridge Üniversitesi'nin bastığı dergilerden olan "Prehospital Disaster Medicine" dergisi, dünya afet otoriteleri tarafından en saygın yayınlar arasında gösteriliyor. 27-30 Nisan tarihleri arasında Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) tarafından Antalya'da düzenlenen ulusal kongrede yer alan "Deprem Çalıştayı'nda", araştırmayı yürüten isimlerden Acil Tıp Uzmanı ve TATD Afet Grubu Sekreteri Doç. Dr. Sarper Yılmaz ile Doğa Çalışma Grubu Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ferudun Çelikmen bilimsel araştırmanın detaylarını ise ilk kez DHA'ya anlattı.

"DÜNYA İLE AYNI DEĞİLİZ"

Doç. Dr. Sarper Yılmaz, 6 Şubat depremlerinde 10 ilde 14 milyon insanın etkilendiğine işaret ederek beklenen İstanbul depremine dikkat çekti. Yılmaz, "İstanbul tek il ve bu 14 milyon insandan daha fazla insan yaşıyor. Üstelik bu 10 ilden daha dezavantajlı tarafları da var. Metrekare başına düşen insan sayısı daha çok, boş alanları daha kısıtlı. İstanbul'da yapılan afet planlarında ise binlerce binanın yıkılacağına dair tahminler yapılıyor. Bunu bu işin uzmanları söylüyor. Dünyanın afete bakışı, "yıkılmamış binalarda kendini nasıl koruyabilirsin?" şeklinde. Biz ise Türkiye'deki afetlerde maalesef binanın yıkıldığını kabul ederek bu durumda nasıl korunabiliriz diye hazırlıklar yapmalıyız. Bununla ilgili araştırma grubumuzla birlikte dünyada ilk olan bir çalışma yaptık. Çök kapan tutun, afette bir insanı koruyabilecek pozisyon olarak öneriliyor. Ama bizde çok işe yarayıp yaramadığı konusunda soru işaretleri oldu. Yaşam üçgeninde oluşturulmuş bir fetüs (cenin) pozisyonunun bizi daha çok kurtaracağını düşünüyoruz. Çünkü binanın çöktüğünü düşünürseniz, 6 Şubat depreminde de gördük tuzla buz oldu binalar; pankek gibi ezildi. Korunmak isteyen, uzuvlarını kurtarmak isteyen insanların vücut yüzey alanlarını küçültmesi gerektiğini savunuyoruz" dedi.

İKİ YÖNTEMİ KIYASLAYAN VE CENİN POZİSYONUNU SAVUNAN TEK MAKALE

Çök kapan tutun yöntemine nazaran cenin pozisyonu ile daha küçük vücut yüzey alanı sayesinde enkaz altında hayatta kalma şansının artığını belirten Doç. Dr. Yılmaz, "Yaşam üçgeni içerisinde, yıkılmayacak ezilmeyecek bir alan içerisinde, fetüs pozisyonunda kafanın öne doğru eğilip ellerin baş üstünü koruyacak şekilde arkaya doğru kendine çektiği pozisyonda, kişi kendi hacmini ne kadar küçülttüyse hayatta kalma ihtimali de o kadar yüksek oluyor. Dünya, yıkılmayacak binalarda, kafalarına herhangi bir tavan malzemesi düşmesin diye hazırlık yaparken; biz kabul edelim binalarımız çöküyor, yıkılıyor. Bu depremde de gördük, kaç saat, kaç gün sonra çıkarılan çocuklar oldu. Bunların en büyük sebeplerinden bir tanesi, çocukların vücut yüzeyleri küçüktü. O yüzden geç dönemde dahi hayatta kalan çocuklarımız oldu. Zaten bu örnekleri temel alarak bu çalışmayı yaptık ve dünyada yayınlanmış, bu iddiayı savunan tek makale. O yüzden biz, Türkiye'de yaşam üçgeninde fetüs pozisyonunu öneriyoruz ve bunu, bilimsel olarak da kanıtladık" şeklinde konuştu.

249 KİŞİ KURTARDIK, TEK BİRİ "ÇÖK KAPAN TUTUN" DEĞİLDİ"

1992 yılından AKUT ve UMKE'de yönetici pozisyonlarındayken onlarca yurt içi ve yurt dışı depremde afette görev aldığını kaydeden Yeditepe Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı doktorlarından ve TATD Doğa Çalışma Grubu Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ferudun Çelikmen, "Bugüne kadar depremlerde 249 kişi kurtardık ekibimizle. 7 çocuk 5 erişkin de Maraş depreminde kurtardıklarımızdan. Daha bir tane çök kapan tutun yok aralarında. Herkes o binalar savrulduğu, bir anda paramparça olduğu anda, gayri ihtiyari savunma eylemine giriyor ve bu da çök kapan tutun olmuyor. Çünkü zaten en başta cenin pozisyonu alırsanız, hedef küçültüyorsunuz. Binalar yamyassı olduğu anda, kitap sayfaları arasındaki kalem gibi kolon ve kirişlerin de yardımıyla boşluk oluşuyor. Buna, yaşam üçgeni diyebilirsiniz. Ya da sağlam bir eşyanın yanına düştüyseniz, mesela yatak kenarına. En son çıkardığımız enkazlardaki çocuklar öyleydi. Hayatta kalma şansınız çok yüksek" dedi.

"1 METREYLE 40 SANTİM ARASINDA YAŞAM VAR"

Çök kapan tutun pozisyonuna göre cenin pozisyonunun başka pek çok tıbbi faydası olduğuna da değinen Dr. Çelikmen, "Yan yatar pozisyonda cenin şeklinde yatış pek çok canlının kış uykusunda yaptığı şey. Bu pozisyon hem bazal metabolizmayı yavaşlatıyor, hem böbreklerin birisi altta kaldığı için darbe almaması, kurtulma şansı daha yüksek oluyor; şuur kaybınız olduğunda diliniz, kusmuğunuz nefes yollarınıza kaçmıyor, aspire etmiyorsunuz. Hayatta kalma şansınız her türlü artıyor. En başta çöp kapan tutun yaptığınızda ise savrulma anında bir şekilde kolunuz, bacağınız açık düştüğü anda, ezilirse kolonların kirişlerin altında, çıkarılsanız bile ya kurtarılamıyorsunuz, ya da uzuv kaybıyla sonuçlanıyor. Biz bu verileri cephedeki arama kurtarma yapan afet uzmanlarının verileriyle elde ettik. Ezbere, oturduğu yerden hayatında bir kişiyi bile kurtarmamış kişilerin attığı palavralar değil bunlar. Direkt cepheden insanların gözlemleri sonucunda, onların verileriyle yazılmış bir makale. Paramparça savrulan, ağaç kütüğü gibi devrilebilen, pankek dediğimiz şekilde çöken binalarda çök kapan tutun için 1 metre alana ihtiyaç var. Yan yatar cenin pozisyonunda ise 40 santimle hayatta kalma şansınız oluyor. O 1 metreyle 40 santim arasında, yaşam var" diye konuştu.

"JAPON YARDIM GÖREVLİSİ ÇÖK KAPAN TUTUN İLE VAN'DA ÖLDÜ"

6 Şubat depremlerinin binalarımızın güm diye birdenbire yok olduğunu gösterdiğini de kaydeden Dr. Çelikmen, "Bir gecede insanlar her şeylerini kaybediyorlar. Ülkemizin bina stoğu, deprem eylem planında anlatılan öğretilere uygun değil. Amerika ve Japonya'da gündeme geliyor çök kapan tutun yöntemi ilk olarak. Soğuk savaş döneminde. Binaların yıkılmasından ziyade kafasına bir şey düşerse, zararlı ışınlardan nasıl koruruz vb yaklaşımı ile. Örneğin Tsunami de Japonlar sıra altına girdiler bir kısmı maalesef boğularak öldü. Yukarı katlara çıkanlar kurtuldu. Van'daki ikinci depremde Bayram Oteli yıkıldığında, bir Japon yardım görevlisi adamcağız öldü çök kapan tutun o öğretisinden dolayı. Çünkü onlar binalarına güveniyorlar, bizim öyle bir derdimiz yok. 6 Şubat depremi şunu gösterdi, Türkiye'de binası stoğu maalesef feci durumda. İstanbul için de geçerli bu. 60 yılın 70 yılın sorunları bunlar. Örneğin Hatay'a gittik ilk gün, bir zamanlar Amik gölü olan Amik ovasına yerleşimler yapılmış. Eğitim araştırma hastanesi bunlardan bir tanesiydi, kullanılamaz haldeydi hepsi" ifadesini kullandı.

(FOTOĞRAF)