Cumhurbaşkanı Erdoğan: Saldırılar Batı'da ur misali yayılan İslam düşmanlığıdır (2)

Erdoğan, son zamanlarda Batılı devletlerde meydana gelen sokak olaylarına ilişkin, "Bunlar asla istisnai hadiseler değildir. Beyaz adamın üstünlüğüne dayanan sömürgeci, kibirli ve gayri insani zihniyetinin varlığını halen devam ettirdiğinin...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Saldırılar Batı'da ur misali yayılan İslam düşmanlığıdır (2)

'BU SOSYAL PATLAMADAN OTORİTELERİN DERS ÇIKARMASI GEREKTİĞİ AÇIKTIR'

Erdoğan, son zamanlarda Batılı devletlerde meydana gelen sokak olaylarına ilişkin, "Bunlar asla istisnai hadiseler değildir. Beyaz adamın üstünlüğüne dayanan sömürgeci, kibirli ve gayri insani zihniyetinin varlığını halen devam ettirdiğinin işaretidir. Pek çok batı ülkesinde ayrımcılık toplumsal bir norm haline gelmiştir. Özellikle sömürgeci geçmişiyle bilinen ülkelerde kültürel ırkçılık kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür. Fransa'da başlayan ve kısa sürede diğer ülkelere yayılan olayların kökünde işte bu zihniyetin inşa ettiği sosyal mimari vardır. Sistematik şekilde baskı gören, kamusal hayatın dışına iletilen; varoşlarda, gettolarda yaşamaya mahkum edilen göçmenlerin çoğu Müslümanlardır. Şiddet maalesef şiddeti doğurmuş ve bugünkü hadiseleri tetiklemiştir. Tarih boyunca olduğu gibi bugünde rüzgar ekenler fırtına biçmektedir. Kamu malına zarar verilmesini, sokakların yakılıp yıkılmasına, mağazaların yağmalanmasını elbette tasvip etmiyoruz. Sokak olayları meşru bir hak arama metodu olamaz. Ancak bu sosyal patlamadan da otoritelerin ders çıkarması gerektiği açıktır" dedi.

FRANSA'DAKİ OLAYLARI ENDİŞEYLE KARŞILIYORUZ

Erdoğan, konuşmasının devamında, "Benzer vakalar ülkemizde yaşandığında bizlere hak, hukuk ve demokrasi dersi verenlerin, meydanlarda kamp kurup 24 saat canlı yayın yapanların bugün derin bir sessizliğe bürünmesi ayrıca manidardır. Dışişleri Bakanlığımız özellikle bugünlerde Fransa'ya gidecek olan veya orada yaşayan vatandaşlarımıza gereken uyarılarda bulundu. Büyükelçiliklerimiz ve konsolosluklarımız her zaman vatandaşlarımızın yanındadır. Biz de ilgili birimlerimizle süreci yakından takip ediyoruz. Endişeyle karşıladığımız son hadiselerin daha fazla kan akmadan, şiddetle sarmalı daha fazla büyümeden bir an önce sona ermesini diliyoruz. Bu olayların göçmenlere ve Müslümanlara yönelik yeni bir baskı, yıldırma, sindirme furyasına yol açmasından da kaygı duyuyoruz. Daha çok kısıtlama, daha çok, daha fazla ötekileştirmeye, adaletsizliğin daha fazla derinleşmesine sebep olacaktır. Bu da gelecekte daha vahim olayların fitilini ateşleyecektir. Biz 100 binlerce vatandaşımızın yaşadığı hiçbir ülkenin böyle bir girdaba sürüklenmesini istemeyiz. Hele hele ırkçı nefretin insanımızı hedef almasına izin veremeyiz. Türkler, İslam düşmanlığından en çok mağdur olan, en çok bedel ödeyen toplum kesimlerinden biridir. Solingen'de vahşice katledilen vatandaşlarımızın acısı halen tazedir. "Dönerci cinayetleri" denilerek üstü kapatılmak istenen katliamlarda yüreği yanan yine bizim insanlarımızdır" ifadelerini kullandı.

'TERÖRİSTLERE ALAN AÇARAK TÜRKİYE'NİN DOSTLUĞUNUN KAZANILMAYACAĞI BİLİNMELİ'

Erdoğan, Stockholm'deki Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırı sonrasında tepkilerini çok net bir şekilde gösterdiklerini ifade ederek şöyle konuştu:

"İslam İşbirliği Teşkilatı da bu konuda hemen harekete geçti. Terör örgütleriyle ve İslam düşmanlığıyla kararlı mücadelenin kırmızı çizgimiz olduğunu açıkça ifade ettik. Teröre destek vererek, teröristlere alan açarak sokakları, caddeleri, şehrin en merkezi meydanlarını teröristlere tahsis ederek Türkiye'nin dostluğunun kazanılmayacağına artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Muhataplarımız bu gerçeği ne kadar kısa sürede içselleştirirse süreç o derece sağlıklı işleyecektir. Ülkemizin duruşu, beklentileri, bizlere verilen taahhütler bellidir. Biz geçen sene neyi savunuyorsak bugün de aynı ilkeleri savunuyoruz. Oyalama taktikleriyle vakit kaybetmek yerine verilen sözlerin tutulmasının daha akılcı, daha faydalı ve devlet ciddiyetine yakışır bir yöntem olacağına inanıyoruz. Basın yayın organları üzerinden yürütülen kirli oyunların neyi amaçladığını çok iyi görüyoruz. Ama bu tarz bel altı vuruşlarla mesafe alacaklarını düşünenlerin ne bizi ne Türkiye'yi ne Türk Milleti'ni tanımadıkları aşikardır. Buradan kendilerine ince eleyip sık dokumalarını, ev ödevlerini daha iyi yapmalarını tavsiye ediyorum. Bizim tehdit siyasetine de tahrik siyasetine de aba altından sopa gösterme kurnazlığına da teslim olmayacağımızı tüm dünya bilir, bilmelidir."

'REFAH PAYINI DA İÇEREN BİR ZAM YAPMIŞ OLDUK'

"Biz birilerinden ülkelerinin isimlerini değiştirmesini değil, sadece altına imza attıkları hususlara sadık kalmasını istiyoruz" diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Binlerce vatandaşımızın canına kast eden bölücü örgüt mensuplarını ve FETÖ'cü alçakları himaye etmemelerini bekliyoruz. Türkiye olarak bunlar sağlanana kadar geri adım atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Uluslararası alanda ülkemize verilen sözlerin takipçisi olurken milletimize meydanlarda verdiğimiz sözleri de asla ihmal etmiyoruz. Bir önceki kabine toplantılarımızda çiftçilerimizden gençlerimize, toplumumuzun çeşitli kesimlerine yönelik müjdelerimizi paylaştık. Ardından 2023 yılının 2'nci yarısında brüt asgari ücret tutarını 13 bin 414 liraya, net asgari ücret tutarını ise 11 bin 402 liraya yükselttik. Böylece asgari ücrete yüzde 34 gibi enflasyonun üzerinde, refah payını da içeren bir zam yapmış olduk. Son 21 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz; halkımızı enflasyona ezdirmeme prensibimize bugün de sahip çıkıyoruz. Özellikle toplumumuzun kırılgan kesimlerini hayat pahalılığının etkilerinden korumaya çalışıyoruz. Fahiş kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımız üst sınır uygulaması bu tedbirlerden biriydi. Konut kira sözleşmelerinde artırım oranı yüzde 25 ile sınırlandırılmıştır. Temmuz ayında yenilenecek konut kira sözleşmeleri için de aynı sınır uygulanmaya devam edecektir."

'MEMUR VE EMEKLİLERİMİZE VERDİĞİMİZ SÖZLERİ YERİNE GETİRECEĞİZ'

Erdoğan, "Sıfır ve 2'nci el araç fiyatlarında oluşan balonu da yakında takip ediyoruz" diyerek şöyle devam etti: