Emine Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Hanımlar Konağı'nın açılışına katıldı
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Şule Yüksel Şenler Hanımlar Konağı'nın açılış törenine katıldı. Törende konuşan Emine Erdoğan, "Şule Yüksel Şenler, hayatı boyunca, mücadelesini iki cephede birden sürdürmek...
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Şule Yüksel Şenler Hanımlar Konağı'nın açılış törenine katıldı. Törende konuşan Emine Erdoğan, "Şule Yüksel Şenler, hayatı boyunca, mücadelesini iki cephede birden sürdürmek durumunda kalmıştı. Sanıldığının aksine, sadece medeniyeti giyimle özdeşleştirenlerin hedefinde değildi. Dindarlığı, kadını eve hapsetmek sananlardan gördüğü tepki, onu çok yaralamıştı. Gazeteci ve hatip olarak, dışarıda çalışması nedeniyle de acımasızca eleştiriliyordu. Şule Abla, yoruldu ama yılmadı" dedi.
Esenler Belediyesi tarafından 15 Temmuz Millet Bahçesi içerisinde yapılan "Şule Yüksel Şenler Hanımlar Konağı'nın açılışı Emine Erdoğan'ın katıldığı törenle gerçekleştirildi. Yaklaşık bin kişi kapasiteli, içerisinde Hanımlar Kıraathanesi, Mutfak Atölyesi, Beceri ve Hobi Atölyesi, Şule Yüksel Şenler Kitap Okuma Salonu ve sergi salonu bulunan tesisin açılışına, Şule Yüksel Şenler Vakfı onursal başkanı Emine Erdoğan'ın yanı sıra AK Parti İstanbul milletvekilleri, İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Çoşkun Yılmaz, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Teyfik Göksu, Şule Yüksel Şenler Vakfı Başkanı Leyla Şahin Usta ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşması sonrası Emine Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Hanımlar Konağı'nı gezdi.
"ÖZGÜRLÜK ARAYIŞI ONU, TARİHE GEÇEN BİR MÜCADELEYE SEVK ETTİ"
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Emine Erdoğan, "Bu toprakların yetiştirdiği büyük şahsiyetlerden Şule Yüksel Şenler'in, Rabbine kulluk etmekten başka gayesi yoktu. En çetin meşakkatlerin üstesinden, imanının kudretinden damıtılmış en ince zarafetle geldi. "İnsanların en hayırlısı, onlara en faydalı olanıdır" düsturunun cisimleşmiş haliydi. Onun inancı ile olan bağı, çağı algılayışına nüfuz etmiş hakiki bir imanı beraberinde getirmişti. Bu imanın nuru ile çağın tüm klişe ve önyargılarını yerle bir etmiş, dindar gençlere umut ve dirayet aşılamıştı. Şehirli ve sanatkâr ruhlu bir kadın olarak, Müslüman kimliğinden, ödün vermeden yaşamak istiyordu. Ne var ki hayatı, Türkiye'nin darbelerle şekillendirilen, en çalkantılı dönemlerine denk gelmişti. Talepleri, meşru hakkı olmasına karşın, maalesef hukuk dışı uygulamalara maruz kaldı. Özgürlük arayışı onu, tarihe geçen bir mücadeleye sevk etti. Yaşadığı bütün çileler bir yana, onun için önyargılara mahkum edilmek, duvarların arkasına hapsedilmekten çok daha zordu" dedi.
"MÜCADELESİNİ İKİ CEPHEDE BİRDEN SÜRDÜRMEK DURUMUNDA KALMIŞTI"
Emine Erdoğan, "Şule Yüksel Şenler, hayatı boyunca, mücadelesini iki cephede birden sürdürmek durumunda kalmıştı. Sanıldığının aksine, sadece, medeniyeti giyimle özdeşleştirenlerin hedefinde değildi. Dindarlığı, kadını eve hapsetmek sananlardan gördüğü tepki, onu çok yaralamıştı. Gazeteci ve hatip olarak, dışarıda çalışması nedeniyle de, acımasızca eleştiriliyordu. Şule abla, yoruldu ama yılmadı. Zarafeti ve sabrıyla gönüller fethetti. Zaman geçtikçe, inançlıların ötekileştirilmesine karşı duruşu, memleketin her köşesinde karşılık bulmaya başlamıştı. Kamusal alanın dışına hapsedilen Müslümanlara aşıladığı özgüven ile pek çok insanın hayatına dokundu, dönüm noktası oldu" ifadelerini kullandı.
"İSLAMI YAŞAMANIN HER ÇAĞDA MÜMKÜN OLDUĞUNU GÖSTERMİŞ"
Şule Yüksel Şenler'in hayatı, mücadelenin ve azmin tanımı gibiydi diyen Emine Erdoğan, "Modern bir ailede yetişen genç bir kadının, Allah'ın emrine, çağın icaplarından daha fazla değer vermesi, ona yöneltilen tepkileri çok daha keskinleştiriyordu. Çünkü İslam'ı yaşamanın her çağda mümkün olduğunu göstermiş, dinin zamanlar ötesi olduğunu hatırlatmıştı. Şule Yüksel Şenler, Müslümanların zayıf noktası haline getirilen, adeta dışlanma sebebine dönüştürülen başörtüsünü görünür kılmakla kalmamıştı. İşlevinden ve anlamından ödün vermeden, çağdaş bir yorum kazandırmıştı. "Ya inandığın gibi yaşarsın, ya da yaşadığın gibi inanırsın" sözünün somut örneği olmuştu. Onun sayesinde kadınlarımız, aktif ve üretken sosyal yaşam ile inançları arasında bir tercih yapma mecburiyetinden kurtuldular. Sözleriyle eylemlerinin uyumu neticesinde, kadınların özgürlüğü için yaptıklarının, hayırlı neticelerine, daha yaşarken tanık oldu" şeklinde konuştu.
"MİRASININ YAŞATILDIĞINA ŞAHİTLİK ETMEKTEN MUTLULUK DUYUYORUM"
Erdoğan, "Hepimizin Şule ablası, Şule ablamız, kalbi onun gibi zarif bir aşkla çarpan samimi inananları, vefatından sonra da bir araya getirmeyi sürdürüyor. Faydalı hizmetler ve hayırlı işlerde bulunan güzel gönüllü dostlara, aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim ile ilham olmaya devam ediyor. Bu çerçevede, Şule Yüksel Şenler Vakfı'nı ona ve temsil ettiklerine duyduğumuz gönülden vefanın göstergesi olarak kurduk. Adına açılan okullar, yurtlar, merkezler ile mirasının yaşatıldığına şahitlik etmekten mutluluk duyuyorum. Bugün Esenler Belediyesi ile açılışını yaptığımız, Şule Yüksel Hanımlar Konağı, hanımlarımıza kendilerini her alanda geliştirebilmeleri, emniyet ve rahatlık içinde çocukları ile verimli zaman geçirebilmeleri için çeşitli eğitim ve faaliyetler sağlayacak" dedi.
(FOTOĞRAF)