Erdoğan: İnsanlarımızın Ev Hayalinin Ufkunu Değiştirdik (2)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Türkiye'de istenilen eğitim seviyelerine kadar gidebilmenin pek az gence nasip olan bir imkan olduğunu belirterek, "Bizim dönemimizde üniversite sınavına giren her 10 evladımızdan birinin yüksek öğrenim...

Erdoğan: İnsanlarımızın Ev Hayalinin Ufkunu Değiştirdik (2)

'131 YENİ ÜNİVERSİTEYLE YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU SAYIMIZI 208'E ÇIKARDIK'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Türkiye'de istenilen eğitim seviyelerine kadar gidebilmenin pek az gence nasip olan bir imkan olduğunu belirterek, "Bizim dönemimizde üniversite sınavına giren her 10 evladımızdan birinin yüksek öğrenim görebildiği bir sisteme sahiptik. Biz ülkemizin her alanı gibi eğitimde de alt yapıyı talebin tamamına cevap verecek düzeye getirdik. Ana okulundan liseye her seviyede 360 bin yeni derslik yaptık. 750 bin yeni öğretmen atadık. 131 yeni üniversiteyle yükseköğretim kurumu sayımızı 208'e çıkardık. Kaçtan; 76'dan. Ve şimdi 208 üniversitemiz var. Üniversitesi olmayan ilimiz var mı? 81 vilayetin tamamında üniversitemiz var. Öyle ki liseden mezun olan öğrencilerimizin tamamını yerleştirebileceğimiz kadar yüksek öğrenim kapasitesine ulaştık. Böylece ülkemizdeki üniversite öğrencisi sayısı 1 milyon 600 binden 7 milyona yükseldi. Artık öğrencilerimizin rekabeti herhangi bir üniversiteye girebilmek değil, istedikleri üniversitenin istedikleri bölümüne girmek üzerine kuruludur. Eski Türkiye'de iş bulmak, istihdama katılmakta öyle kolay değildi. Geçtiğimiz 20 yılda işgücü arzımız 22 milyon kişiden 35 milyon kişiye çıktığı halde istihdamı 11 buçuk milyon kişi artırarak tarihimizin en yüksek çalışan sayısına ulaştık. Sanayi bölgelerimiz, turizm tesislerimiz, ticari kuruluşlarımız, tarım ve hayvancılık merkezlerimiz gece gündüz çalışıyor, kazanıyor" diye konuştu.

'YOLLARA VE BARAJLARA DEMİR YIĞINI DİYE BAKANLARIN ÇAPSIZLIKLARI BURADA DA BELLİ'

Erdoğan, küresel krizlerin hiçbirinin Türkiye'nin kalkınma atılımını yavaşlatamadığı gibi tam tersine krizleri fırsata çevirerek büyümeyi hızlandırdıklarını kaydetti. Savunma sanayinde gelinen noktanın önemine vurgu yapan Erdoğan, "Şimdi bir yere geliyorum. Gençler bunlar çok önemli. Bunları muhataplarınıza anlatacaksınız. Bazıları bizim sık sık savunma sanayi ürünlerimizi gündeme getirmemizden rahatsız oluyorlar. Halbuki bizim gururla saydığımız her savunma sanayi projemiz aynı zamanda gerisinde tasarım, yazılım, gücüyle gençlerimizin geleceklerini inşa eden birer teknoloji lokomotifidir. Biz teknolojiye yaptığımız yatırımla gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlıyoruz. Yapılan yollara, barajlara beton ve demir yığını gözüyle bakanların çapsızlığı bu alanda da kendini belli ediyor. Kendilerinin hayranlık duyduğu ülkelerin nasıl geliştiğini, nasıl kalkındığını, zenginleştiğini bilmeyenler her yatırıma takoz olmaya, her esere düşmanlık etmeye, her hizmeti değersiz hale getirmeye çalışıyor. Bunların derdi gençlerimize ufuk açmak değil tam tersine gençlerimizin ufkunu kapatarak kendi kifayetsizliklerinin içinde debelendikleri kin ve nefret bataklığın üzerini örtmektir" değerlendirmesinde bulundu.

'BU ÜLKE BU HAİNLERE BIRAKILAMAZ'

Erdoğan, göreve geldiklerinde kişi başına milli gelirin 3 bin 600 dolar olduğunu hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi bu 10 bin 650 doların üzerine çıktıysa bu nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından çok önemli. Ve satın alma paritesine göre dünyada Türkiye 11'inci sıraya yükseldi. Ne diyorlar ikide bir; "Türkiye'nin ekonomik durumu çok kötü." İşte rakamlarla konuşuyorum. Biz bunlardan 3 bin 600 dolardan bir Türkiye teslim aldık. Şimdi ise 10 bin 650 dolar. Bunlar kendi kendine olmadı. Yaptığımız yatırımlar alt yapıda, üst yapıda bunların hepsi dünya ile yarışta olan bir Türkiye'nin hikayesidir. Yaşadığımız onca badireye, onca saldırıya, onca tuzağa ve engellemeye rağmen buraya geldik. Şayet "Gezi Olayları'ndan "15 Temmuz'una maruz kaldığımız kalleş saldırılarla bize ödetilen ekonomik bedeller olmasaydı bugün çok daha üst sıralarda yerimizi alacaktık. Gençler şunu iyi ezberleyin. Şimdi Bay Bay Kemal'in masası kaç kişiden oluşuyor? Önce 6'ydı, sonra 7'ydi, sonra 9 oldu. Bunun bir de görünmeyen ortakları var. Şimdi peki bu ortaklar kimlerden oluşuyor? Bu ortaklar ne yazık ki Kandil'in parlamentodaki uzantılarından da oluşuyor. Bunları her yerde anlatmanız lazım. Bu ülke bir terör devleti değildir, olmayacaktır. Bunlar Diyarbakır'da benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökerek öldüren, öldürten Selo'ya cezaevinden çıkma sözü veriyor. Yetmedi aynı şekilde evlat katili, yavru katili Apo'yu da çıkarma sözü veriyor. Hanımefendi de öyle. Ne diyorlar "biz geliyoruz ve bunları, cezaevlerinin kapısını kıracağız hepsini dışarıya salacağız" Ya bu ülke hukuk devleti değil mi? Hukuk devletinde ne zamandan beri cezaevi kapıları böyle kırılıyor? Öyleyse gençler kadın kolları yükümüz ağır. Bu ülke bu hainlere bırakılamaz."

'BİZ SENİN ALEVİ OLMANDAN RAHATSIZ DEĞİLİZ Kİ'

Erdoğan dün kendisinin Gemlik'te olduğunu hatırlatarak, "Gemlik'te Togg ile miting alanına gidiyorduk. Miting alanına giderken halk bizi adeta karanfillerle engelledi. Meydana öyle gittik. Ve 65 bin kişinin olduğu bir tören yaptık. Ne yaptık; orada enerji üretim fabrikasının tesisinin temellerini attık. Oradan Manisa'ya geçtik. Manisa'da da Demokrasi meydanında bir o kadar yine 65 bin kişinin katıldığı bir miting yaptık. Demek ki şu anda bütün vatandaşlar gümdür gümdür sandığa gidiyor. İnşallah Türkiye Yüzyılı ile birlikte hak ettiğimiz yerlere de tırmanacağız. Seçim öncesi birilerinin yine benzer hazırlıklar içinde olduğu anlaşılıyor. İşte buradan tekrar ifade ediyorum. Başaramayacaksınız. İstiklalimize, istikbalimize uzatamayacağınız gibi ülkemizi hedeflerinden uzaklaştıramayacaksınız. Ekonomimizi rayından çıkartamayacaksınız. Milletimizin arasına etnik ve mezhebi fitne sokamayacaksınız. Bay Bay Kemal ne diyor, "Ben aleviyim" diyor. Saygı duyarım. Hayırlı olsun. Biz senin Alevi olmandan rahatsız değiliz ki. Bayram değil seyran değil yani bunu söylemenin anlamı ne? Ama biz şunu biliriz. Bizim Alevilik diye bir dinimiz yok. Bizim Şiilik diye bir dinimiz yok. Bizim tek dinimiz var; İslam ve Müslümanlık. Biz bunu anlatacağız. Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla hep bir olacağız. Beraber olacağız. Ama ülkemizi böldürtmeyeceğiz" diye konuştu.

'BAY BAY KEMAL BURADAN LGBT'Cİ ÇIKMAZ'